14 Haziran 2013 Cuma

“SANSÜRSÜZ”, “ÖZGÜRCE”

“SANSÜRSÜZ”, “ÖZGÜRCE”

Şu son 15-20 gün içinde olup bitenden sonra cevap bulamadığım o kadar çok “sorum” birikti ki. “Gezi Direnişi” ile başlayan ve onun doğurduğu bir tomar soru. Bu soruların yanıtlarını zaman içinde bulmayı umuyorum. Ancak bunlardan en önemlisi ve beni en çok düşündürenini size açmak istiyorum:

“Neden çoluk çocuğunuzu alıp bu ülkeden kaçıyor, başka bir ülkede yaşamak istiyorsunuz kardeşim? Bu cennet vatan bırakılır mı hiç?..”

İnanın son günlerde en çok düşündüğüm soruların başında geliyordu bu ve benzeri sorular. Bu soruları yıllar içinde; gerçekten de çoluk çocuğunu alıp bir başka ülkeye giden ve orada yaşamaya başlayan çok sevdiğim bazı arkadaşlarıma yöneltmiştim.  Ancak biliyordum ki “sevgi emek ister”. Yurdunu ve ulusunu seviyorsan “emek” verecek, “çözüm” üretecek, “çalışacaksın”. Kaldı ki sana emanet edilen bu yurdu “demokratik, laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti”ni sonsuza kadar koruyacak ve savunacaksın. Tehlike nereden ve kimden gelirse gelsin…

Yurt dışında çocuklarıyla birlikte yaşama kararı alan arkadaşlarımın ülkenin geleceği ile ilgili çok olumsuz düşünceleri var mıydı bilmiyorum. Eğer var idiyse şu son yaşanan “Taksim Gezi Parkı”nda direniş ile başlayan ve dalga dalga tüm yurda yayılan demokratik tepkileri nasıl yorumladılar acaba?

Doğru ya onlar “Gezi Direnişi”ni “sansürsüz” olarak yaşadıkları ülkelerin televizyonlarından izlediler. “Vandalist” yaklaşımlarla, toplumun önemli bir kesiminin “demokratik taleplerini” birbirinden ayırmışlardır umarım. Telefonla ya da “sosyal medya” üzerinden yapacağım ilk görüşmede soracağım.


Acaba yaşadıkları ülke dahil Dünya’nın her köşesinden tüm haberleri “sansürsüz” izleme ve “özgürce” yaşama istekleri miydi onları başka bir ülkeye taşıyan?..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder