“SANSÜRSÜZ”, “ÖZGÜRCE”
Şu son 15-20 gün içinde
olup bitenden sonra cevap bulamadığım o kadar çok “sorum” birikti ki. “Gezi
Direnişi” ile başlayan ve onun doğurduğu bir tomar soru. Bu soruların
yanıtlarını zaman içinde bulmayı umuyorum. Ancak bunlardan en önemlisi ve beni
en çok düşündürenini size açmak istiyorum:
“Neden çoluk çocuğunuzu alıp bu ülkeden kaçıyor, başka bir ülkede
yaşamak istiyorsunuz kardeşim? Bu cennet vatan bırakılır mı hiç?..”
İnanın son günlerde en
çok düşündüğüm soruların başında geliyordu bu ve benzeri sorular. Bu soruları
yıllar içinde; gerçekten de çoluk çocuğunu alıp bir başka ülkeye giden ve orada
yaşamaya başlayan çok sevdiğim bazı arkadaşlarıma yöneltmiştim. Ancak biliyordum ki “sevgi emek ister”. Yurdunu ve ulusunu seviyorsan “emek” verecek, “çözüm” üretecek, “çalışacaksın”.
Kaldı ki sana emanet edilen bu yurdu “demokratik,
laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti”ni sonsuza kadar koruyacak ve
savunacaksın. Tehlike nereden ve kimden gelirse gelsin…
Yurt dışında
çocuklarıyla birlikte yaşama kararı alan arkadaşlarımın ülkenin geleceği ile
ilgili çok olumsuz düşünceleri var mıydı bilmiyorum. Eğer var idiyse şu son
yaşanan “Taksim Gezi Parkı”nda
direniş ile başlayan ve dalga dalga tüm yurda yayılan demokratik tepkileri
nasıl yorumladılar acaba?
Doğru ya onlar “Gezi Direnişi”ni “sansürsüz” olarak yaşadıkları ülkelerin televizyonlarından
izlediler. “Vandalist” yaklaşımlarla,
toplumun önemli bir kesiminin “demokratik
taleplerini” birbirinden ayırmışlardır umarım. Telefonla ya da “sosyal medya” üzerinden yapacağım ilk
görüşmede soracağım.
Acaba yaşadıkları ülke
dahil Dünya’nın her köşesinden tüm haberleri “sansürsüz” izleme ve “özgürce”
yaşama istekleri miydi onları başka bir ülkeye taşıyan?..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder