22 Mayıs 2013 Çarşamba

ORGANİZASYON DEDİĞİN


KÜLTÜR ŞÖLENİ

Günlerdir afişinin asılmadığı duvar, yapıştırılmadığı mekan kalmayan; hatta kaldırımların üzerinde bile gördüğüm “Kültür Şöleni” afişlerini merak ederken, dün elime geçen broşürü ile de ayrıntılarına mazhar oldum. Tam ayrıntılarını öğrendim derken de konuyla ilgili olarak yapılan basın toplantısı haberlerini gördüm. TÜRKÇEDER ve İzmir Kültürlerarası Diyalog Merkezi (İZDİM) tarafından organize edilen “Kültür Şöleni”nin bu yıl oldukça coşkulu ve geniş katılımlı gerçekleşeceği yönünde bir beklenti var. Bunu gerek yapılan yoğun tanıtım çalışmaları gerekse dün düzenlenen basın toplantısındaki ifadelerden anlamak mümkün.

Organizasyonun dikkat çekici yanı ise 11’ncisi düzenlenen “Uluslararası Türkçe Olimpiyatları Kültür Şöleni”nin bu yıl ilk kez İzmir’de gerçekleştiriliyor olması. Bu organizasyon genel olarak Türkçe Olimpiyatları’nın küçük bir provası şeklinde daha önce 10 kez İstanbul ve Ankara’da yapılmış; bu yıl ise Expo 2020 adaylığımız dolayısıyla da İzmir’de yapılmasına karar verilmiş. Tema olarak da “Evrensel Barışa Doğru” söylemi seçilmiş. Düzenleme komitesinde çok sevdiğimiz, değerli büyüğümüz Sayın Işılay Saygın’ın ismini görünce organizasyonun İzmir temelinin ne denli sağlam bir zemine oturtulduğunu da görmek mümkün.

Düzenlendiği ilk yıl 17 ülkenin katıldığı organizasyona bu yıl 140 ülkenin ve ikibinin üzerinde katılımın olması, bu konudaki “iletişim”in başarısının ve nereden nereye geldiğinin önemli bir göstergesi olsa gerek. Kültürpark alanında gerçekleştirilecek olan bu yılki şölende; katılan ülkeler bir anlamda panayır bir anlamda da kültürlerarası bir alışveriş fuarı havasında ülkemizi ve İzmirimizi yakından tanıma, ülkelerini ve kültürlerini de bize tanıtma olanağı  bulacaklar. Organizasyonun merkezinde kültürümüz ve evrensel bir dil olan güzel “Türkçemiz”in yer alıyor olması da ayrıca dikkat çekici.

Hiç kuşku yok müthiş bir organizasyon olacak. Türkçe Olimpiyatları,  geleneksel hale gelen birçok uluslararası organizasyon gibi başarısıyla dikkat çekiyor. Diğerlerinden farkları; kararlı, dinamik, öngörülü, işine ve markasına inancı-güveni yüksek, organizasyon kabiliyeti tartışmasız güçlü bir takım tarafından yürütülüyor olması. Organizasyona destek veren kuruluşlardan hiç söz etmiyorum. Zaten böylesine organizasyonların başarısında; güçlü bir takımın varoluşu kadar destek veren sponsorların da katkısı var.

Ayrıca sahada çalışan müthiş gönüllüleri de “es” geçmemek lazım. İşyeri komşumuz olan bir dostum ki o işyerinin sahibidir, bir de baktım dün afiş asıyor duvara, boş bir işyerinin vitrinine… Yanına yaklaşıyorum, “kolay gele” diyorum… “Sağol” dedikten ve organizasyonla ilgili özet, benim anlayacağım şekilde net bilgileri bir çırpıda aktardıktan sonra, “açılış günü ve organizasyon boyunca öyle bir kalabalık hedefliyoruz ki ‘trafik kilitlenmeli’, İzmir değil, Türkiye bu organizasyonu konuşmalı” diye de ekliyor.

Eee, ne diyelim; “marifet iltifata tabidir, müşterisiz meta zayidir”

Bu müthiş organizasyondan ders alması gerekenler de üzerlerine düşen dersi umarım alırlar da; daha profesyonel yaklaşırlar yaptıkları “event”lere…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder