NEYİN KIYMETİNİ BİLİYORUZ Kİ?
Her yeni güne
ülkemi derinden üzecek yepyeni bir olayla başlıyoruz.
Bugünkü
üzüntü haberimiz Bodrum’dan. Ne yazık ki milli atlet Murat Karabaş’tan. 8,5 Metrelik bir izolasyon çukuru mezarı oldu.
Ne işi vardı milli atletimizin o derinlikteki bir çukurda?..
Yeni
nişanlanmıştı. Gencecikti, idealleri vardı, 29 yaşındaydı Murat. Dünyaevine
girecekti; bu umutla para biriktiriyordu belki de. Ege Üniversitesi Beden
Eğitimi mezunuydu. KPSS’ye girdi “öğretmen olurum” umuduyla.
Bekliyordu...
Burası
Türkiye’ydi. Burada öyle boş boş beklenmezdi. Boş duranı zaten Allah da
sevmezdi. Öyle “milli atlet” olmuşsun falan, "hikaye"ydi. Ağabeyinin yanında
inşaatlarda çalışmak zorundaydı. “Milli” idi, ağabeyi tarafından koruma
altına alındı. Üstelik karşılığında hatırı sayılır mı bilinmez “bir ücret”
de alıyordu.
Ortakent-Yahşi’deki
bir kolejin yan duvarlarına izolasyon yapılacaktı. Çalışmaya başlamışlardı.
Murat Karabaş kazılan çukura inmişti. Müthiş bir gürültüyle çöktü çukur. Okul
yöneticileri ve çevredekiler koşuşturdular telaşla. Murat Karabaş çukurdaydı.
Kurtarma ekipleri çağırıldı. Jandarma geldi…
1500, 5 bin
ve 10 bin metreye meydan okumuştu. Türkiye rekorları kırdı. Lakin 8,5 metrelik
çukura yenik düştü.
Geride
nişanlısıyla çektirdiği “mutluluğun fotoğrafı”, acı, hüzün ve kadir
kıymet bilmeyen, değerlerini bozuk para gibi harcamakta üstüne olmayan bir
anlayış bırakarak gitti milli atletimiz Murat Karabaş.
Türk Sporu’nun,
Türkiye’nin, hepimizin başı sağ olsun, bu son olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder