KARNE HEDİYESİ
Okullar
kapanalı çok oldu. Açıldı açılacak. Nereden çıktı şimdi bu “karne hediyesi” başlığı dediğinizi duyar gibiyim. Çok haklısınız.
Koca bir tatili deviren öğrenci milleti, uzayan; hatta bayram sonrasına sarkan
ders başının tadını çıkarmaya devam ediyor. Helali hoş olsun. Yoğun bir
eğitim-öğretim döneminin daha arifesindeler ne de olsa. Aman iyi bir “eğitim” alsınlar da (!)
Bilmiyorum
siz çocuğunuza “karne hediyesi” aldınız
mı? Hayat pahalı. Çocukların her istediği de alınmıyor tabi. Birçok anne baba
gibi biz de bütçemiz ölçüsünde ve çocuğumuzun da dileği yönünde bir karne
hediyesi almışızdır. Aman çocuklarımız mutlu olsunlar, onlara teşvik olsun
da...
Peki
o zaman başka bir soru sorayım size. Çocuğunuza “karne hediyesi” olarak “av
tüfeği” alır mısınız?..
KARDEŞ ÖLDÜREN KARNE
HEDİYESİ
Vahim
olay Muğla’nın Ortaca ilçesinde yaşanıyor. Birkaç gün önce, akşam saatlerinde
evde yalnız kalan iki kardeşten 15 yaşındaki ağabey M.Ü. “babasının karne hediyesi olarak aldığı av tüfeği” ile oynamaya
başlıyor. Kazayla tüfeğin tetiğine dokunan çocuk, kardeşi 12 yaşındaki Seymen
Ü.’yü göğsünden yaralıyor. Yapılan tüm müdahalelere rağmen Seymen hayatını
kaybediyor.
Ölüm
haberini alan anne baba göz yaşlarına boğuluyor, şoka giren “15 yaşındaki M.Ü.” “pedagog” eşliğinde savcıya ifade
veriyor. ..
BİREYSEL SİLAHLANMA
Bir
tarafta “bireysel silahlanmaya evet”
diyenler, diğer yanda da “hayır”
diyenler var.
“Bireysel silahlanma;
yaşam hakkının, özgürlüğün, milli çıkarların ve demokrasinin teminatıdır” yaklaşımı “evet” diyenlerin düsturu.
Diğer
yanda “edinilen silahların yerleşim
alanlarında, topluluk içinde ruhsat verilme amacı ile ilgisi olmayan
nedenlerle, genellikle gösteriş amacıyla kullanılması nedeniyle kaza sonucu
birçok masum vatandaş ölmekte veya yaralanmaktadır” yaklaşımı da “hayır”
diyenlerin bakışı.
Hatta
bu iki gurup çeşitli inisiyatifler altında örgütlenmelere bile gitmişler;
dernekleri, vakıfları, blogları vs var.
Peki
“kardeş öldüren karne hediyesi” haberine
konu olan “av tüfeği”; kime,
kimlere, hangi guruba hizmet etmiştir?
Biraz
kurcaladığında; Türkiye’deki birçok karşıt görüş uğruna yapılan tartışmalardaki
gibi bir kısır döngü içinde buluyor insan kendini.
Her
şey bir yana; bugün Türkiye’de “barışı”
savunan bilinçli yurttaşlarımızın “bireysel
silahlanmaya hayır” dediğini duyar gibiyim. Onlar her yıl Türkiye’de
binlerce insanımızın ateşli silahlarla öldürüldüğünü, yaralandığını biliyorlar.
Cinayetlerin önemli bir oranda ateşli silahlarla işlendiğini, her 10 kişiden ve her üç evden birinde ateşli
silah bulunduğunu biliyorlar.
Bu
bilinçli vatandaşlarımız; silaha kolay ulaşılabilir olmasının; cinayet, intihar
gibi olayların en önemli nedeni olduğunu, evde silah bulunmasının ev halkından
birinin cinayet, intihar, kaza gibi nedenlerle ölmesi riskini önemli ölçüde artırdığının
farkındalar.
SİLAH BULUNDURMA YAŞI
TBMM
Silah Tasarısı Alt Komisyonu 2010 yılında bu yaşı 18 olarak belirledi. Geçen
yıl Haziran ayında ise bu kurul “radikal”
bir karara imza attı:
Komisyonda
yaşanan sert tartışmaların ardından
hükümetin 18’den 21’e çıkardığı silah taşıma yaşı önce 23 olarak
belirlendi. Ancak muhalefetin
itirazlarının sürmesi üzerine ve batı ülkelerindeki örnekler dikkate alınarak,
yeniden yapılan görüşmeler sonucunda bu yaş sınırı 25’e çıkarıldı.
“Av tüfeği taşıma yaşı
ise yine 18” olarak
kaldı.
Ayrıca
AVM’ler gibi özel kişilere ait şirket, alışveriş merkezi ve işyerlerine de
silahla girilemeyecek.
Muğla’nın
Ortaca ilçesinde yaşanan üzücü olaya konu olan M.Ü. 15 yaşında. Büyük bir ihtimalle
baba kendi adına bu av tüfeğini satın aldı ve oğluna “karne hediyesi” olarak layık gördü. Sonrasını düşünmeden. Anne bu
hediye işine neden ses çıkarmadı?..
Bunlar
polisin ve savcılığın araştıracağı konular elbette. ..
BİREYSEL SİLAHLANMAYA
HAYIR!
Sevgili
Egeye Bakış Okuru, bu konu gerçekten çok önemli.
Geçtiğimiz
yıl Temmuz ayında kaleme aldığım ve aynı başlığı taşıyan yazımda da özellikle “maganda” kurşunlarına vurgu yapmıştım.
İzmir’de
“Bireysel Silahlanmaya Tepki Platformu”nun
ve halkla ilişkiler dünyasının duayenlerinden, değerli büyüğüm Sancar Maruflu’nun bu konuda ortaya
koydukları eylemli tepkilerini desteklediğimi belirtmiş; “bireysel silahlanma” karşıtı söylemlerin "gündemden düşürülmemesini" dilemiştim.
Hatta
birkaç yıl önce “bireysel silahlanma
karşıtı oluşturulan kamuoyu” sayesinde Uluslararası İzmir Fuarı’ndaki
standını terk etmek zorunda kalan silah firmalarını hatırlatmıştım.
Bireysel
silahlanma karşıtı duruşum da, görüşüm de değişmedi. Hele bu son haberle tavrım
daha da güçlendi.
Bireysel
silahlanmaya karşı toplumsal tepki gerekir ve etkisi kanıtlanmıştır.
"Bir ülkeyi tanımak
istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın" diyor Albert Camus.
Pisi
pisine kayıplara, bireysel silahlanmaya hayır!..
“Aynı
dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir”
Hz.
Mevlana
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder