15 Eylül 2015 Salı

KARNE HEDİYESİ

KARNE HEDİYESİ

Okullar kapanalı çok oldu. Açıldı açılacak. Nereden çıktı şimdi bu “karne hediyesi” başlığı dediğinizi duyar gibiyim. Çok haklısınız. Koca bir tatili deviren öğrenci milleti, uzayan; hatta bayram sonrasına sarkan ders başının tadını çıkarmaya devam ediyor. Helali hoş olsun. Yoğun bir eğitim-öğretim döneminin daha arifesindeler ne de olsa. Aman iyi bir “eğitim” alsınlar da (!)

Bilmiyorum siz çocuğunuza “karne hediyesi” aldınız mı? Hayat pahalı. Çocukların her istediği de alınmıyor tabi. Birçok anne baba gibi biz de bütçemiz ölçüsünde ve çocuğumuzun da dileği yönünde bir karne hediyesi almışızdır. Aman çocuklarımız mutlu olsunlar, onlara teşvik olsun da...

Peki o zaman başka bir soru sorayım size. Çocuğunuza “karne hediyesi” olarak “av tüfeği” alır mısınız?..

KARDEŞ ÖLDÜREN KARNE HEDİYESİ

Vahim olay Muğla’nın Ortaca ilçesinde yaşanıyor. Birkaç gün önce, akşam saatlerinde evde yalnız kalan iki kardeşten 15 yaşındaki ağabey M.Ü. “babasının karne hediyesi olarak aldığı av tüfeği” ile oynamaya başlıyor. Kazayla tüfeğin tetiğine dokunan çocuk, kardeşi 12 yaşındaki Seymen Ü.’yü göğsünden yaralıyor. Yapılan tüm müdahalelere rağmen Seymen hayatını kaybediyor.

Ölüm haberini alan anne baba göz yaşlarına boğuluyor, şoka giren “15 yaşındaki M.Ü.” “pedagog” eşliğinde savcıya ifade veriyor. ..

BİREYSEL SİLAHLANMA

Bir tarafta “bireysel silahlanmaya evet” diyenler, diğer yanda da “hayır” diyenler var.

“Bireysel silahlanma; yaşam hakkının, özgürlüğün, milli çıkarların ve demokrasinin teminatıdır” yaklaşımı “evet” diyenlerin düsturu.

Diğer yanda “edinilen silahların yerleşim alanlarında, topluluk içinde ruhsat verilme amacı ile ilgisi olmayan nedenlerle, genellikle gösteriş amacıyla kullanılması nedeniyle kaza sonucu birçok masum vatandaş ölmekte veya yaralanmaktadır” yaklaşımı da “hayır” diyenlerin bakışı.

Hatta bu iki gurup çeşitli inisiyatifler altında örgütlenmelere bile gitmişler; dernekleri, vakıfları, blogları vs var.

Peki “kardeş öldüren karne hediyesi” haberine konu olan “av tüfeği”; kime, kimlere, hangi guruba hizmet etmiştir?

Biraz kurcaladığında; Türkiye’deki birçok karşıt görüş uğruna yapılan tartışmalardaki gibi bir kısır döngü içinde buluyor insan kendini.

Her şey bir yana; bugün Türkiye’de “barışı” savunan bilinçli yurttaşlarımızın “bireysel silahlanmaya hayır” dediğini duyar gibiyim. Onlar her yıl Türkiye’de binlerce insanımızın ateşli silahlarla öldürüldüğünü, yaralandığını biliyorlar. Cinayetlerin önemli bir oranda ateşli silahlarla işlendiğini,  her 10 kişiden ve her üç evden birinde ateşli silah bulunduğunu biliyorlar.

Bu bilinçli vatandaşlarımız; silaha kolay ulaşılabilir olmasının; cinayet, intihar gibi olayların en önemli nedeni olduğunu, evde silah bulunmasının ev halkından birinin cinayet, intihar, kaza gibi nedenlerle ölmesi riskini önemli ölçüde artırdığının farkındalar.

SİLAH BULUNDURMA YAŞI

TBMM Silah Tasarısı Alt Komisyonu 2010 yılında bu yaşı 18 olarak belirledi. Geçen yıl Haziran ayında ise bu kurul “radikal” bir karara imza attı:

Komisyonda yaşanan sert  tartışmaların ardından hükümetin 18’den 21’e çıkardığı silah taşıma yaşı önce 23 olarak belirlendi.  Ancak muhalefetin itirazlarının sürmesi üzerine ve batı ülkelerindeki örnekler dikkate alınarak, yeniden yapılan görüşmeler sonucunda bu yaş sınırı 25’e çıkarıldı.

“Av tüfeği taşıma yaşı ise yine 18” olarak kaldı.

Ayrıca AVM’ler gibi özel kişilere ait şirket, alışveriş merkezi ve işyerlerine de silahla girilemeyecek.

Muğla’nın Ortaca ilçesinde yaşanan üzücü olaya konu olan M.Ü. 15 yaşında. Büyük bir ihtimalle baba kendi adına bu av tüfeğini satın aldı ve oğluna “karne hediyesi” olarak layık gördü. Sonrasını düşünmeden. Anne bu hediye işine neden ses çıkarmadı?..

Bunlar polisin ve savcılığın araştıracağı konular elbette. ..

BİREYSEL SİLAHLANMAYA HAYIR!

Sevgili Egeye Bakış Okuru, bu konu gerçekten çok önemli.

Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında kaleme aldığım ve aynı başlığı taşıyan yazımda da özellikle “maganda” kurşunlarına vurgu yapmıştım.

İzmir’de “Bireysel Silahlanmaya Tepki Platformu”nun ve halkla ilişkiler dünyasının duayenlerinden, değerli büyüğüm Sancar Maruflu’nun bu konuda ortaya koydukları eylemli tepkilerini desteklediğimi belirtmiş; “bireysel silahlanma” karşıtı söylemlerin "gündemden düşürülmemesini" dilemiştim.

Hatta birkaç yıl önce “bireysel silahlanma karşıtı oluşturulan kamuoyu” sayesinde Uluslararası İzmir Fuarı’ndaki standını terk etmek zorunda kalan silah firmalarını hatırlatmıştım.

Bireysel silahlanma karşıtı duruşum da, görüşüm de değişmedi. Hele bu son haberle tavrım daha da güçlendi.

Bireysel silahlanmaya karşı toplumsal tepki gerekir ve etkisi kanıtlanmıştır.

"Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın" diyor Albert Camus.

Pisi pisine kayıplara, bireysel silahlanmaya hayır!..





“Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir”

Hz. Mevlana

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder